KATEGORİLER

Gurk4N.TR.Gg

'Kızderbent' Bilim Teknoloji ve Eğlencenin Platform Kızderbent

Hücre

HÜCRE

 Hücre, canlının canlılık özelliklerini taşıyan, yapı ve görev bakımından en küçük parçasıdır. Hücreye "göze" de denir.

 Bitkisel ve hayvansal her organizma, hücre adı verilen yapı taşlarından oluşur.

 Hücreyi dış ortamdan ayıran, seçici geçirgen canlı yapı. Kalınlığı 12 nm'dir. İlk bilimsel model Danielli ve Dawson tarafından ortaya atıldı. Bu model uzunca bir süre benimsendi ancak bu model hücre zarının işleyişini açıklayamadı. 1972 yılında Singer ve Nicolson'ın akıcı - mozayik zar modeli ortaya kondu. Bu modele göre zarın yapısında %65 protein, %33 lipit, %2 karbonhidrat bulunur!

 

 

Mikroskopla bakıldığında hücrenin yapısı, keratin (kırmızı) ve DNA (yeşil)

 

Hücre zarının Yapısı

Hücre Çeşitleri

 Ökaryotik hücreler

 Ökaryotlar (Lat., Eukaryota), organel zarı bulunduran dolayısıyla çekirdek materyali hücrenin sitoplazmasına dağılmamış olduğundan da gerçek çekirdeğe sahip organizmaları kapsayan canlı âlemidir. Karyon Latincede çekirdek anlamını verir eu ön takısı da gerçek demektir.

 

Kalıtsal materyal, hücre içerisinde belirli bir zarla çevrilmiş çekirdeğin içinde bulunur. Kromozomlar DNA'dan ve proteinden oluşmuş olup, mitozla bölünürler. Sitoplazmalarında karmaşık organeller bulundururlar.

 Prokaryotlara göre çok gelişmişlerdir. Hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve protistler âlemlerini kapsar. 

Prokaryotik hücreler

 Bakteriler ve mavi-yeşil alglerdeki hücre tipleri bu gruba girer. Bunların çekirdek zarı ile çevrili çekirdekleri yoktur. Sitoplazmalarında mitokondri gibi zarlı organeller yoktur. Kalıtım maddesi olan DNA sitoplazma içerisine dağılmış durumdadır. Ribozomları vardır. Bu hücrelerin hayati faaliyetleri sittoplazmada ve hücre zarında gerçekleşir.

prokaryotik hücreler hayvansal hücrelerdir aynı zamanda bitkilerde ve insanlarda bulunur. 

Hücrenin Yapısı

  

Ökaryotik Hücre Yapısı: 1)Çekirdekçik 2) Çekirdek 3)Ribozom 4)Vezikül 5)Granüllü (Tanecikli)Endoplazmik Retikulum 6)Golgi Aygıtı 7)Sitoiskelet Granülsüz (Düz)Endoplazmik Retikulum 9)Mitokondriler 10)Koful 11)Sitoplazma 12)Lizozom 13)Sentriyoller

 Hücre zarı

 Gözenekli ve yarı geçirgen yapıya sahiptir. Esas yapı taşları lipid ve proteinlerdir.Her hücrenin protein,yağ ve karbonhidrat oranları birbirlerinden farklı olduğu için zar hücreye özgüdür Hücreye gelen bütün kimyasal maddeler ve elektriksel iletiler hücre zarı ile alınır.Hücre zarının yapısında protein,yağ ve karbonhidrat bulunur. Hücre zarının görevleri:

Stoplazmayı çevreliyerek hücreye şekil verir ve dağılmasını engeller.

Madde alış verişini düzenler.

Ozmatik dengenin düzenlenmesinde görev alır.

Salgı görevi vardır.

Enzimleri taşıyıcı görevi vardır.

Uyarı iletimi yapar.

 Sitoplazma

 Büyük oranda sudan ibaret olduğu halde ne sıvı ne de katı özellik gösterir yani KOLLOİDAL yapıdadır. Sitoplazma çözünmüş ve dağılmış tanecikler içerir. Bu çözünen taneciklerin miktarı hücre türüne göre değişiklik gösterir.İçinde bulunan organeller şunlardır:

endoplazmik retikulum

mitokondri

lizozom

ribozom

golgi aygıtı

plastitler

pronoplast

koful

 Çekirdek

 Tanecikli ve lifli bir yapıya sahiptir.Hücreyi yönetir. Çekirdek zarı, nükleoplazma, kromozom ve çekirdekçikten oluşmaktadır. Çekirdek zarı iki tabaka halinde ve çok gözenekli bir yapıya sahiptir. Nükleoplazma ise çekirdeğin özü olup özellikle protein ve tuzlar içerir. Çekirdeğin hücre bölünmesinde rolü vardır.

 Golgi aygıtı G.A.

 Zarımsı tüp ve keseciklerin biraraya gelmesiyle meydana gelir. Genellikle çekirdeğe yakındır. Bilhassa aktif salgı yapan bez hücrelerinde göze çarpar. Asıl görevinin hücrenin salgıladığı proteinleri depolamak olduğuna inanılmaktadır.paketleme ve salgı görevi yapar.Salgı bezlerinin hücrelerinde sayıları daha fazladır.Örnegin; ter bezlerinden ter,bunlar gibi örnekler.golgi aygıtı büyük çalışmalar sonucu bulunmuştur. MİTOKONTRİLER açığa çıkan enerji burada ATP (Adenozin TriFosfat) şekline çevrilir.Enerji üretir oksijenli solunum yapar.eneji üretmekte kullanılır. Plastitler  Yalnızca bitki hücrelerinde bulunurlar. Üç çeşidi vardır. • Kloroplastlar, yeşil renklidir, klorofil içerirler. Bitkilere yeşil rengini bunlar verirler. Güneş ışığı karşısında su ve karbondioksitten organik maddeler imal ederler ki, bu olaya karbon özümlemesi (fotosentez) adı verilir. • Kromoplastlar, renkli plastitlerdir. Turuncu renkte olanlara “karoten”, sarı renkte olanlara “ksantofil” , sarımsı kırmızı olanlara da “likopen” denir. Havuç ve domates gibi meyve ve sebzelerin kendine has renklerini verirler. • Lökoplastlar, renksizdirler. Bitkilerin ışık görmeyen kısımlarında (kök, yumru vb.) bulunurlar. Nişasta depolarlar. Fotosentez sonucu oluşan glikoz, iletim sistemi aracılığıyla depo yeri olan lökoplastlara gelir. Burada glikoz molekülleri birleşerek nişasta molekülleri meydana gelir. Nişastanın sentezi esnasında, su açığa çıkar. “n” sayıda glikoz molekülünün birleşmesi esnasında (n-1) sayıda H2O(su) molekülü açığa çıkar. Nişasta taneciklerinin şekil ve büyüklükleri bitkinin çeşidine göre farklılık gösterir.

 Mitokondriler

2-3 mikron uzunluğunda 0,5 mikron çapında elektron mikroskobuyla kolayca görülebilen elips biçiminde parçalardır. Sosis veya çomak biçimindedir. Mitokondrinin yapısında 2 zar bulunur. Hücrenin enerji meydana getirici üniteleridir. Hücre solunumunun sitrik asit devri (Krebs çemberi) burada gerçekleşir. Organik moleküllerden kimyasal bağların kopmasıyla açığa çıkan enerji burada ATP (Adenozin TriFosfat) şekline çevrilir.Enerji üretir oksijenli solunum yapar.eneji üretmekte kullanılır.

 Plastitler

 Yalnızca bitki hücrelerinde bulunurlar. Üç çeşidi vardır.

Kloroplastlar, yeşil renklidir, klorofil içerirler. Bitkilere yeşil rengini bunlar verirler. Güneş ışığı karşısında su ve karbondioksitten organik maddeler imal ederler ki, bu olaya karbon özümlemesi (fotosentez) adı verilir.

Kromoplastlar, renkli plastitlerdir. Turuncu renkte olanlara “karoten”, sarı renkte olanlara “ksantofil”, sarımsı kırmızı olanlara da “likopen” denir. Havuç ve domates gibi meyve ve sebzelerin kendine has renklerini verirler.

Lökoplastlar, renksizdirler. Bitkilerin ışık görmeyen kısımlarında (kök, yumru vb.) bulunurlar. Nişasta depolarlar. Fotosentez sonucu oluşan glikoz, iletim sistemi aracılığıyla depo yeri olan lökoplastlara gelir. Burada glikoz molekülleri birleşerek nişasta molekülleri meydana gelir. Nişastanın sentezi esnasında, su açığa çıkar. “n” sayıda glikoz molekülünün birleşmesi esnasında (n-1) sayıda H2O(su) molekülü açığa çıkar. Nişasta taneciklerinin şekil ve büyüklükleri bitkinin çeşidine göre farklılık gösterir.

 Ribozom  

Endoplazmik retikulum kanalcıkları boyunca sıralanmış ve sitoplazmada dağınık olarak bulunan protein sentezinin başladığı yapılardır. Yaklaşık 150 Angström çapındadırlar. Yapılarının % 65’i RNA (ribonükleik asit) ve % 35’i proteindir. Ribozom yardımı ile sentezlenen proteinler endoplazmik retikulum aracılığı ile hücre içi bölgelere veya hücre dışına iletilirler. Kısaca görevi protein sentezidir.

 

bittiiiiiiiiiii!!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol