KATEGORİLER

Gurk4N.TR.Gg

'Kızderbent' Bilim Teknoloji ve Eğlencenin Platform Kızderbent

Tarihin Bilgisayarla Buluşması

Tarihin Bilgisayarla Buluşması: Tarihi Bilgi-işlem

E-Uçak ve N. Kargı tarafından R. Acun'la yapılan roportaj, Beytepe Günlüğü, S. 1(Ocak-Şubat 1996).

Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümü Türkiyede bir ilke imzasını attı. Bölümde bilgisayar ve tarih adlı bir gurup ders okutulmaya başlandı. Derslerin hocası Ramazan Acun'la yapılan roportajı sunuyoruz.

E.U.-N.K. Hocam klasik olacak ama, okuyuculara kendinizi tanıtır mısınız? Bilgisayarı tarih alanında kullanmanızın geçmişini anlatır mısınız?

R.A. Öncelikle Beytepe Günlüğü calışmanızdan dolayı sizi tebrik ederim. Ben kendimi "tarihi bilişimci" olarak tanıtıyorum. Başka bir ifadeyle "tarihci-bilgisayarcı" da diyebiliriz. Aldığım eğitime bakıldığında bunun yerinde bir tanımlama olduğu görülür. Lisans öğrenimimi H.Ü. Tarih Bölümünde yaptım. Yine bu bölümde yaptığım master tezimin konusu "Tarih Araştırmalarında Bilgisayar; Metod ve Uygulama Denemesi, Vakıflar Veri Tabanı"dır (Ocak 1988). Burada, Osmanlı vakıf senetleri olan vakfiyelerdeki verilerin oluşturulan bir veri tabanına--ki buna Vakıflar Veri Tabanı adını vermiştim--yükleyerek sorgulanmasını denedim. Bunun için gerekli olan veri tabanı programını bilgisayar bölümünden bir asistan arkadaşa yazdırmıştım. Bu arada bilgisayar bölümünce verilen bilgi işleme giriş dersine dışardan kredisiz olarak devam ediyordum. Dersin hocası buna izin vermişti. Mastırdan sonra Üniversite beni doktora yapmak üzere İngiltere'ye gönderdi. Burada The University of Birmingham'da önce "yazılım muhendisliği" alanında bir yıllık bir diploma kursuna devam ettim. Bu kurs orada "conversion course" olarak nitelendiriliyor. Yani başka alanlardan gelenlerin bilgisayar bilimlerine adaptasyonu sağlanıyor. Bundan sonra doktoramı aynı üniversitede bilgisayar bölümünde yaptım. Doktora tezimde, tarihi veri tabanı tasarımı ve sorgulanması konusunu inceledim. Tezim çercevesinde Tahrir Veri Tabanı ve HiSQL adlarında tarih araştırmalarında kullanılmak üzere iki yazılım aracı geliştirdim. Yani bu kere tez için gerekli bütün programları kendim yazdım. Bu da beş yıl sürdü.

Kısaca özetlemem gerekirse, 6 yıl tarih bölümünde 6 yıl da bilgisayar bölümünde tam zamanlı egitim gördüm. Tarih bölümündeyken bilgisayara, bilgisayar bölümündeyken de tarihe olan ilgim devam etti. Uzmanlik alanımı "tarihi bilgi-işlem" olarak tanımlıyorum.

E.U.-N.K. Hocam, bilgisayarın hayatınızda bir yeri var mıydi? Sizi bilgisayara iten etkenler nelerdir?

R.A. Lise yillarindan beri hep dogadaki ve insan yapisi mekanizmalarin, sistemlerin nasıl calıştığını merak ederdim. Üniversite yıllarında ise daha karmaşık ve anlaması daha zor olan sosyal sistemlere ilgi duymaya başladım. Bu noktada Prof. Dr. Bahaeddin Yediyildiz hocanın verdiği tarih metodolojisi derslerinin (lisans ve yüksek lisans seviyesinde) etkisinden de  söz etmek gerekir. Burada zorlukları aşmada yardımcı olmak uzere bilgisayar kullanmak söz konusu olmuştu. Zaten bilgisayarın kendisi de benim için anlamayı en çok merak ettiğim insan yapısı bir sistemdi.

E.U.-N.K. Hocam şunu söyleyebilir miyiz, sizin hobiniz bizim için ders oldu.

R.A. Tabii öyle diyebiliriz. Fakat ilginç bir nokta var. İngiltere'ye gittiğimde bilgisayar ve tarih ilişkisinden tarihi bilgi-işlem (historical computing) adlı yeni bir disiplinin ortaya çiktığını gördüm. Bu konuda dergiler çikartılıyor, uluslararası konferanslar tertipleniyor ve bölümlerde ders olarak okutuluyordu. Hatta bu konuda master ve doktora yapılabiliyordu [bütün bu söylediklerimle ilgili ayrıntılı bilgi The Association for History and Computing'in web sitesinde bulunabilir].

E.U.-N.K. Bilgisayar ve tarih alanları birbirinden ayrı alanlar olarak görülmektedir. Bunlar arasındaki ilişkiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

R.A. İlk bakışta bu iki kavram birbirinden çok farklı görünse de, tanımlarına bakarsak aralarındakı ilişkiyi görebiliriz. Çok genel manada bilgisayarı veri işleyen bir araç olarak tanımlayabiliriz. Tarihe, daha doğrusu tarihçinin ne yaptıgına bakacak olursak, tarihci sosyal sistemlerin geçmisteki durumunu ve değişimini anlamak üzere geçmişten bize kalan dökümanlardan, veri toplar, bunları işler ve genellemeler yapar. Yani tarihçi bilgi işler. Bu tanımlamadan aradaki ilişkiyi açikça görüyoruz. Bilgisayar, başka şekilde problem çözme aracı olarak tanımlanmaktadır. Zaten tarihi bilgi-işlemi de bilgisayar metodlarının (yazılım) tarihi problemlerin çözümüne uygulanması şeklinde tanımlıyoruz.

E.U.-N.K. Hocam bölümümüzde verilen bilgisayar ve tarih derslerinin içeriği ile ilgili bilgi verir misiniz?

R.A. Tarih ve bilgisayar adlı dört dersimiz vardır ve içeriği tamamen tarihçilere yöneliktir. Birinci derste yani Tarih ve Bilgisayar I dersinde genel olarak bilgisayarın yapısı ve çalışması, işletim sitemleri ve programlama ilgili temel kavramlar basit düzeyde anlatılıyor ve bazı uygulama pogramları üzerinde pratik yapılıyor. Tarih ve Bilgisayar II dersinde bilgisayar ağlarına genel bir girişten sonra,  İnternet üzerindeki tarihle ilgili   elektronik bilgilere nasil erişecekleri ve başkalarının kullanımına sunmak üzere bu türden bilgileri nasıl hazırlayacakları konusunu işliyoruz. Tarih ve Bilgisayar III ve IV derslerinde ise tarihi problemlerin çözümünde veri tabanı kullanımı konusunu ele alıyoruz. Bu bakımdan Türkiye'de ilkiz.

E.U.-N.K. Peki bilgisayarin tarih alanında kullanılmasının faydalarını sıralayabilir misiniz?

R.A. İlk olarak, tarihçi, bilgisayarı veri işlemede kullanarak yarar sağlayabilir. İkinci olarak, iletişimde yani elde ettiği, ürettiği bilgileri yaymada kullanabilir. Tabii burada İnternet söz konusu. Üçüncü olarak da tarih öğretiminde yararlanabilir. Yani bilgisayar destekli öğretim yapabilir. Her üç alanda da elde edilecek avantajlar geleneksel metodlarla kıyaslanamaz bile.

E.U.-N.K. Tarih ve bilgisayar dersini verirken karşılastığınız zorluklar nelerdir?

R.A. İlk olmanın yarattıgı bazı zorluklarımız var. İlkönce bazı psikolojik engeller söz konusu oldu. "Bu da nedir? Tarih bölümünde bilgisayar dersinin işi ne?" gibi düşünenler oldu, ama bunları aşmak zor olmadı. Altyapı eksikliğimiz var. Yani tarih bölümünde veya hiç olmazsa edebiyat fakültesinde İnternete bağlı bir bilgisayar laboratuvarının olmayışı büyük engel olarak karşımıza çıkıyor. Derslerimiz için bilgi-işlem merkezindeki bütün universiteye hizmet veren bir tek labaratuvarı kullanıyoruz. Makine sayısı ve zaman açısından çok fazla sınırlandırıldık. Bu yüzden istediğimiz verimi elde edemiyoruz.

E.U.-N.K. Son olarak eklemek istediğinizi alabilir miyiz?

R.A. Türkiyede genç neslin bilgisayara ilgisi çok fazla. 17-18 Kasım tarihlerinde Bilkent Üniversitesi'nde yapılan "I. Türkiye'de İnternet Konferansı"ndaki katılımcı sayısı bunun en iyi göstergesidir. Böyle kalabalık bilimsel bir konferans hiç görmedim. Seçmeli olduğu halde bizim dersimize gösterilen ilgi de bir başka gösterge. Ancak bu alandaki ilerleme tamamen kişisel çabalarla elde ediliyor. Benim görüşüme göre bilgisayarlaşma eğitim politikamızın bir parçası haline getirilmeli ve kaynak tahsisinde konuya öncelik verilmelidir. Genç neslin yoğun talebi ancak bu şekilde karşılanabilir, bilgi çağı ancak bu şekilde yakalanabilir. Gelişmiş ülkeler öyle yapıyor.

E.U.-N.K. Bize zaman ayırıp, bilgilendirdiğiniz için teşşekkür ederiz.

R.A. Ben de teşşekkür ederim.

Röportajı yapanlar: E.Ucak-N.Kargi, Tarih III.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol